İlk İsviçre saatimi üniversitede çalıştığım ilk parayla almıştım. Eminö'nünde şimdi ismini hatırlayamadığım bir saatçiden 2013 yılında Tissot T-Classic Desire modelini beğenmiştim. Rahat edeceğim ve ince bileklerimde kaba durmayacak bir saat arıyordum. Satıcı bana bu modeli önermiş ve Tissot markasını da öve öve bitirememişti. Hem modeli hem de markayı ucundan da olsam bildiğimden saati beğenerek aldım ve o günden sonra yaklaşık 10 sene boyunca severek kullandım. İşte Tissot tarihiyle bir noktada kesişmemiz bu saat modeli ile oldu. Benim için kısa bir dönem tanışıklığımız olmasına rağmen şimdi öğreneceğimiz gibi aslında onun çok uzun bir geçmişi vardı.
Tissot Doğuyor
1853 yılında Charles Felicien Tissot ve oğlu Charles Emile güçlerini birleştirerek İsviçre'nin Le Loche şehrinde "Charles-Felicien Tissot&Son" şirketini kurdular. Geniş bir koleksiyonda köstekli ve kolye saat (pendant watch) bulunduran firma bunları altın gibi değerli metallerden ince işçilikle üretiyordu. 1900 Dünya Fuarında özellikle o zamanın ünlü aktristlerinden Sarah Bernhardt bir adet 18 karat altın kolye saat almıştı.
1853 yılında ABD, 1858 yılında da Rusya firmanın asıl ihracat pazarları olmuştu. Özellikle Charles Emile'nın oğlu işleri ilerletmek için 1885 yılında Moskova'ya giderek buradan işleri yürütmeye başladı ve 1917 Ekim Devrimi'ne kadar Rusya firmanın en büyük pazarı olmaya devam etti.
İlerlemeye Devam
1907 yılına gelindiğinde Charles Tissot, Chemin De Tourelles'te fabrikanın açılışını yaptı. Elektrik ve mekanik gelişmeler sayesinde üretim olanakları artmış, seri üretim sistemi devreye girmişti. 1910 yılında firma altın ve platin parçalara elmas bezeli ilk kadın kol saatini sattı. Bundan sonra erkek koleksiyonu için Art Deco ve Art Nouveau tarzda bir çok model üretti. Bu arada dünyanın ilk anti-manyetik kol saatini üretti. 1917 yılında ise firma artık kendi mekanizmalarını üretme yetkinliğine ulaşmıştı.
Bir Sonraki Sıçrama
1930 yılında saat endüstri bir kriz içindeydi ve Tissot da bu çıkmazdan kurtulmak için İsviçre Saat Birliği (SSIH) bünyesine katıldı. 1939 yılında Paul Tissot yenilikçi bir kampanya düzenledi. Hedef odaklı pazarlama kampanyaları ile modelleri her pazar için konumlandırdılar ve her saat için 1 yıl kırılmazlık garantisi sundular. Kadınların farklı günlük kıyafetleri için geniş bir koleksiyon oluşturdular. Slogan belliydi " Genç bir kadın ve 3 saat". Erkekler içinde kronograf ve otomatik saatlerini (Tissot Navigator) 1951 yılında satışa çıkardılar.
100 Yıllık Çınar
1953 yılında artık 100. yılı kutlama zamanı gelmişti. 1958 yılında tek mekanizma sloganı ile üretim maliyetlerini düşürerek şirket karlılık oranlarını artırmaya başladı. Otomatik mekanizmalar ve tarih göstergeli modelleri ile dünya çapında yüksek satış rakamlarına ulaştılar.
Gençlik Aşısı
1960-1970 yıllarında firma gençlere de ulaşmak için kendi kültürünü dışlamadan hem şık hem de orijinal modeller üretti. Renkli, sentetik ve fiberglass tarzı yeni materyaller denemekten korkmadı. "Astrolon" quartz saatleri ile teknik üstünlüğünü Formula 1 gibi organizasyonlara katılarak bütün dünyaya gösterdi. Ensign, Renault ve Lotus gibi yarış markalarıyla işbirliğine girerek marka tanıtımını sağladı.
Swatch Grup ile Birleşme
Ouartz ve petrol krizi İsviçre saat endüstrisini vurarak neredeyse yıkma noktasına getirdi. Nicolas N. Hayek saat endüstrisini kurtarmak için SMH çatısı altında diğer firmaları topladı. 1998 yılında Swatch Grup olarak yeniden adlandırılacak olan bu birlikteliğe Tissot da katılacaktı. Tissot yenilik anlayışına devam ederek RockWatch gibi doğal taşlardan ürettiği ikonik saatini piyasaya sürdü. Bu modeli WoodWatch ve PearlWatch modelleri izledi.
1990 yıllarda ise T-Collection ile firma feminen modeller üzerine yoğunlaşırken sportif duruşundan vazgeçmedi.. 1999 yılında ise gelişen dokunmatik teknolojisini iyi takip ederek dünyanın ilk taktik saati olan T-Touch saatini piyasaya sürdü. 2014 yılında ise T-Touch Expert Solar modeli ile güneş enerjisinden güç sağlayan ilk modeli yarattılar. Bu yenilikçi ve özgün duruş firmanın mihenk taşları olmaya günümüzde de devam etmektedir. Spor geçmişini de unutmayan firma birçok farklı organizasyona katkı vermeye devam etmektedir.
Son kelimeleri de firma hakkında kendi düşüncelerimle bitirmek istiyorum. Orta segmentte yer alan firma bu çizgisinde gayet başarılı modeller ile piyasayı yönlendiriyor. Hem sportif hem de klasik tarzda çok güzel modelleri var. T-Touch serisi ile zamanında iyi bir hamle yapmış olsada Apple'ın akıllı saat piyasasına girmesi ile rekabet iyice kızıştı. Umarım akıllı saat konusunda yenilikçi fikirleri ile daha iyi bir dönüş yapabilir.
Kaynak:
https://www.tissotwatches.com/en-en//heritage
Yorumlar
Yorum Gönder